Akademisyen, şair ve muharrir Ataol Behramoğlu hakkında, 13 Nisan 2020 tarihinde telefon temasıyla katıldığı Halk TV’nin programında söylediği kelamlar nedeniyle ‘cumhurbaşkanına hakaret’ cürmünden 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar mahpus istemiyle Bakırköy 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın birinci duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya, Ataol Behramoğlu ile avukatı katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı da duruşma salonunda hazır bulundu. CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu da duruşma öncesinde adliyeye gelerek Behramoğlu’na dayanak verdi.
“YAZILAN SÖZLERDE MUHALEFETE DAHA AĞIR TENKİT VAR”
Duruşma, iddianamenin okunmasıyla başladı. İddianameye karşı savunması sorulan Behramoğlu, “Karşınızda öteki şartlarda olmak isterdim. Tuhaf bir durum. Yazılan sözlerde muhalefete daha ağır tenkit var. Burada bir kimseye hakaret etmiyorum. Dikta, buyruk demektir; hakaret değil, bir siyasi tabirdir. Bu yüzden suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
“İFADELER TENKİT KAPSAMINDADIR”
Behramoğlu’nun avukatı Ergün Özer de mahkemeye yazılı savunma sundu. Müvekkilinin kullandığı kelamların söz özgürlüğü kapsamında olduğunu belirten Özer, “Müvekkilimin sözleri tenkit kapsamındadır, hakaret içeriği yoktur. Konuşma metni içerisindeki belirli bir kısım alınarak mana bütünlüğünden koparılmıştır. Müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
“SANIK, KALEMİ KESKİN BİR ŞAİR VE MÜELLİFTİR. MAĞDURU KÜÇÜK DÜŞÜRMEYİ AMAÇLAMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı ise davaya katılma taleplerinin olduğunu belirterek, “Toplumda kullanılan lisanın, her toplum açısından yarattığı mana ve sonucun kıymetlendirilmesi gerekir. Sanık, kalemi keskin bir şair ve müellif olmakla, iddianamende yer alan tabirlerle mağduru küçük düşürmeyi amaçlamıştır. Bu nedenle cezalandırılmasını talep ediyoruz. Duruşmaya katılma talebimizin kabul edilmesini talep ederiz” dedi.
SAVCI BERAAT İSTEDİ
Duruşmada temele ait mütalaasını açıklayan savcı, Behramoğlu’nun sarf ettiği telaffuzların Cumhurbaşkanı’nın onur, erdem ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olmadığına dikkat çekti. Telaffuzların niteliği itibariyle ağır tenkit ve temenni niteliğinde olduğunun anlaşıldığını belirten savcı, bu nedenle Behramoğlu’nun beraatına karar verilmesini talep etti.
“ONLAR BİLE SOMUT BİR DURUMDAN BAHSEDEMİYOR”
Son savunması sorulan Ataol Behramoğlu, “Gerek duruşmaya katılan avukat gerekse belgede ismi geçen avukat Ahmet Beyefendi, evrakta hakaret oluşturduğu konusunda somut bir durumdan bahsetmiyor. Beraatımı istiyorum” dedi.
BERAAT ETTİ
Kararını açıklayan hakim, Ataol Behramoğlu’nun kelamlarının muhatabı açısından direkt hakaret kabahatinin yasal ögelerini oluşturmadığı, aksi düşünülse dahi bulunduğu pozisyon ve yetki prestijiyle ağır tenkit olarak kabul edilebilecek bu paylaşımın bu haliyle tipiklik ögelerini taşımadığı kanaatine varıldığını bildirdi. Hakim, bu değerlendirmenin akabinde Behramoğlu’nun beraatına karar verildiğini açıkladı.
“ÜLKEM İSMİNE UMUDUMU HİÇBİR VAKİT KAYBETMEDİM”
Duruşma sonrası ANKA Haber Ajansı’na konuşan Behramoğlu, “Verilen beraat kararı hukuka, ahlaka, akla, vicdana uygundur. Ben, ülkem ismine umudumu hiçbir vakit kaybetmedim. Bu dava sonucunda, hukuka uygunluk bakımından umudum pekişmiştir” dedi.
İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede; Ataol Behramoğlu’nun, 13 Nisan 2020 tarihinde Halk TV’deki programa telefon irtibatıyla katılarak, “Türkiye’deki, tek adam diktasıdır. Budur yani. Türkiye bundan kurtulmadıkça, yani bütün felaketler gelip bizi bulacaktır. Bu felaketten kurtulsak bile sonuçta bir ezayı aşmak zorundayız. Özetle benim söyleyeceğim budur… Türkiye’de tek adam diktasının kurulmasına nasıl, doğal ki demokratik yollarla lakin nasıl mani olamadınız, nasıl öngöremediniz. Herkesin hakikaten sorumluluğunun şuurunda olması, kabul etmesi, özeleştirisini yapması ve birlikte çaba edilmesi lazım” dediği anlatıldı.
1 YIL 2 AYDAN 4 YIL 8 AYA KADAR MAHPUSU İSTENDİ
İddianamede, Behramoğlu’nun televizyon programında kullandığı sözlerin Cumhurbaşkanı’nın onur, erdem ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olduğu tez edilerek, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ hatasından 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar mahpusla cezalandırılması talep edilmişti.
Odatv.com